Gebelikte Ultrasonografik İnceleme ultrason karın içi görüntüleme

Gebelikte Ultrasonografik İnceleme

Ultrason: İnsan vücuduna yüksek frekanslı ses dalgalarının gönderilmesi ve vücut dokularından yansıyarak geri dönen ses dalgalarının bir ekranda görüntüye dönüştürülmesi esasına dayanan bir inceleme yöntemidir. Röntgen ışınları içermeyen bir yöntem olan ultrasonografinin gerek anne ve gerekse anne karnındaki bebek üzerinde olumsuz etkisini gösteren bir veri yoktur ve bu nedenle gebelik döneminde güvenle uygulanabilmektedir. Buna rağmen tüm diğer tıbbi yöntemler gibi ancak gerekli olduğu zamanda ve bu konuda uzman kişiler tarafından ve uygun cihazlarla yapılmalıdır.

Vajinal yolla yapılan ultrasonografik inceleme için toplumda yanlış bir kanaat oluşmuş durumdadır. Vajinal ultrason annede enfeksiyon yapabilir veya düşüğe neden olabilir gibi riskler söz konusu değildir. Vajinal ultrason hastaya acı veya ağrı veren bir yöntem de değildir. Bu yanlış düşüncelerin tersine erken gebelik döneminde yapıldığında oldukça yararlı bilgiler verebilen bir yöntemdir. Erken gebelik döneminde gebelik gerçekten var mı yok mu, varsa gebeliğin yaşı ne kadar, gebelik canlı mı yoksa gelişmemiş mi, tek mi çoğul mu, rahim içi gebelik mi yoksa dış gebelik mi gibi önem arz eden soruların cevabını ancak vajinal ultrason yöntemi ile öğrenebiliriz.

Gebelik döneminde yapılan ultrasonografi incelemeleri gerek fetus gerek anne adayının durumu hakkında kesin olmayan ancak hekimin izlemesinde yardımcı olabilecek bulguların elde edilmesini sağlar. Her 100 gebelikten ikisinde anne karnındaki bebeklerde (fetuslarda) doğumsal bir anormallik görülebilir. Gebeliğin 11-14 haftaları arasında yapılacak olan ultrason incelemesi ile bu anormalliklerin %30-50si saptanabilir. Yani olabilecek anormalliklerin tamamında teşhis koymak imkan dahilinde değildir. Gebeliğin 18-23 haftaları arasında yapılacak detaylı ultrasonografi incelemesi ile fetuste var olabilecek anormallikler biraz daha yüksek oranda (%50-70) saptanabilir.

Bir gebe gebeliği döneminde şartları elveriyorsa en az 5 (beş) kez ultrason ile muayene olabilmelidir. Hastanın durumuna göre bu sayı çok daha fazla olabilir. Fazla sayıda ultrasonun anne ve bebek sağlığı açısından riski yoktur. Eğer şartları uygun olamayan bir hasta söz konusu ise bu sayı üçe hatta daha aza indirilebilir. Ancak hastaya en azından ultrasonsuz muayenelerinin yapılabileceği sağlık ocaklarına gitmesi gerektiği mutlaka hatırlatılmalıdır.

Ultrason Muayeneleri:

Gebeliğin anlaşıldığı günden itibaren ilk iki hafta içinde yapılan ultrason muayenesi: Bu ultrason muayenesinde; gebeliğin var olup olmadığı, haftası , canlı olup olmadığı, sayısı, rahim içi mi dış gebelik mi konuları açıklığa kavuşturulur.

Gebeliğin 11-14 haftaları arasındaki ultrason muayenesi: Bebeğin ense deri saydamlığının ölçülmesi, burun kemiğinin oluşup oluşmadığına bakılması gibi incelemelerin yapılarak anormal bir bebek olup olmadığı hakkında ilk izlenimlerin alınmasına olanak verir. Bu dönemde yapılan ultrason incelemesi fetusta olabilecek anormalliklerin ancak % 30 ile 50 sini yakalayabilmektedir. Bu dönemde; bebeğin kafası, gövdesi, kalbi, karın duvarı, omurgası, kolları, bacakları, midesi, idrar torbası incelenebilmektedir.

Gebeliğin 22-24 haftaları arasındaki 2. Düzey dediğimiz ayrıntılı ultrason muayenesi: Bebekte anormalliklerin var olup olmadığının en detaylı araştırılabildiği haftadır.

Düzey Ultrasonografide Nelere Bakılır?

Kafanın şekli, yapısı, çapı ve çevresi ölçülür.

Kafa içi oluşumlar olan beyin boşlukları, koroid pleksus (choroid pleksus), orta beyin, arka çukurluk (posterior fossa), yan ventriküller incelenir ve bunların ölçümleri yapılır. Bebeğin beyinciği (cerebellum) beynin arka kısmında bir gözlük şeklinde görülür. Bu yapının uzunluğu genelde gebelik haftasının verir. Ventriküllerde genişleme ya da koroid pleksuslarda kist saptanması önemli olabilir.

Yüzde bebeğin genel profili, burun kemiği, göz küreleri ve bunların arasındaki mesafeler incelenir. Bebeğin gözündeki lens ultrasonografide izlenir.

Boyunda herhangi bir kist ya da kitle olup olmadığı incelenir. Ense kalınlığı bu dönemde de genitik hastalıklar açısından ipucu verebilir.

Tüm omurga yukarıdan aşağı ve enine kesitlerde incelenerek bir açıklık olup olmadığı araştırılır. Tüm omurga enseden kuyruk sokumuna kadar incelenir.

Kalbin genel yapısı incelenir, atım hızı ve ritminde bir anormallik olup olmadığına bakılır. Karıncık ve kulakçıklar (ventrikül ve atriumlar) incelenir, içlerinde kitle ya da anormal bir görünüm olup olmadığı araştırılır. Karıncıklar ya da kulakçıklar arasında delik olup olmadığına bakılır. Kalpten çıkan ana atardamar olan aort ile kirli kanı akciğerlere taşıyan ana damarların yapısı incelenir.

Göğüs kafesinin yapısı ve şekli incelenir, akciğerler ve diyaframın normal görünüp görünmediği kontrol edilir.

Mide, karaciğer, böbrekler, mesane, karın duvarı, göbek kordonunun bebeğe girdiği bölge ve damarların bebeğe girdikten sonraki seyri incelenir ve karın çevresi ölçülür. Ayrıca bağırsakların ultrasondaki görüntüsü de genetik hastalıklar açısından fikir verebilir.

Kol ve bacaklardaki tüm kemikler ölçülür. Bunlar kolda omuz ile dirsek arasındaki humerus, dirsek ile el bileği arasındaki radius ve ulna kemikleri ile kalça ve diz arasındaki femur ile diz ve ayak bileği arasındaki tibia ve fibula kemikleridir. El ve ayakların yapısı incelenerek sayı ve şekil bozukluğu olup olmadığı araştırılır. Örneğin elde küçük parmağın ortasındaki kemiğin bulunmaması Down sendromu lehine yorumlanır.

Detaylı ultrasonografide temel olarak pekçok major anomali saptanabilir ancak tüm anomalilerin %100 kesinlikle saptanması mümkün değildir. Yani en detaylı ultrason teknolojisi ile dahi bebeklerde olabilecek doğuştan anormalliklerin tamamını yakalamak mümkün görünmemektedir. Bu detaylı ultrason incelemesi, halk arasında renkli ultrason, üç boyutlu ultrason, dört boyutlu ultrason gibi isimler ile anılmaktadır. Kullanılan ultrason cihazlarının gelişmiş olması çok önemli olmakla beraber onu kullanan uzmanın tecrübesi ve yeteneği çok daha önemlidir. Günümüzde bu incelemeleri Perinatoloji Uzmanları yapabilmektedir.

Gebeliğin 32 nci haftasında ultrason muayenesi: Bu dönemdeki ultrason incelemesi bebeğin büyümesinin gebelik yaşına uygun gidip gitmediğini araştırmamıza yarar. Ayrıca plasentasının durumu ile bebeğin içinde yaşadığı sıvının durumu kontrol edilir.

Gebeliğin 38 nci haftasında ultrason muayenesi: Doğum zamanı gelen anne ve bebeğin durumunu değerlendirmek için yapılır. Bebeğin doğum kanalına giriş pozisyonu ve tahmini ağırlığı değerlendirilmek suretilye doğum hakkında karar verilmeye çalışılır.

Ultrason incelemesinin yapıldığı haftada henüz olası anormallik oluşmamış olabileceğinden tek bir ultrason incelemesi yerine tüm gebelik boyunca yapılan seri ultrason incelemeleri bize bebeğin anormallikleri hakkında daha doğru sonuç verecektir. Ayrıca ultrasonografi tekniği ile tanısı konulamayacak olan birçok doğuştan hastalık ve genetik bozukluk vardır. Örnek verecek olursak, beyin fonksiyon bozuklukları, görme ve işitme kusurları, kalpteki bazı anormallikler, deri ve sinir hastalıkları, kalça çıkığı, bazı kromozom bozuklukları sayılabilir.

Ultrason incelemelerinde zaman zaman (yaklaşık % 10 oranında) aslında var olmayan ama bir sorun varmış gibi görünen durumlarla da karşılaşılabilmektedir. Bu durumda endişeleri gidermek için başkaca laboratuvar incelemelerinin istenmesi, bebeğin içinde yaşadığı sudan örnek alınması (amniosentez) söz konusu olabilir. Bu girişimler ve tetkikler hastaya ek masraf yaratabileceği gibi az oranda da olsa (%1) gebelik kayıplarına neden olabilmektedir. Tabii ki bu şekilde çıkan endişeli durumlarda çoğunlukla detaylı ultrason yapan deneyimli merkezlerden veya uzmanlardan yardım almak çok faydalı olmaktadır.

Sonuçta ultrasonografik inceleme artık gebelik takibinin ayrılmaz bir parçası olmuş durumdadır. Ultrason ile bebeklerin sağlığı çok daha iyi ve yakından takip edilebilmektedir.